Çağımızın belası dense de ben bu şekilde düşünmüyorum. Hiçbir şey bizim belamız olamaz. Biz şimdi karar verelim, hastalık çok hızlı bir şekilde vücudumuzu terk etmeye başlar. Kandida da öyle.
Kandida albikans (candida albicans) bağırsaklarda kümelenen, güçlü, dayanıklı bir mantardır. Herkeste bulunur, bazı kişilerde daha fazla bulunur. Bu “daha fazla”nın oranı arttıkça belirtiler görülür. Bazı hastalar ve bazı ilaçları kullananlar özellikle risk altındadır. Gelin birlikte inceleyelim:
Yaşlı bireyler: yaş ilerledikçe mide asidi azaldığından dolaylı olarak kandida artışı olabilir. Asit desteği kullanabilirler, ama daha önemli önerim, günde 1 öğün beslenme ve egzersiz.
Şeker ve saflaştırılmış nişasta tüketimi (nişasta, un vb): kandida karbonhidratı çok sever. Aslında her türlü karbonhidratı kullanır ama bize yararı olmayan, antioksidanlarla paket halinde gelmeyen, ön işlemden geçirilmiş, yani işlem görmüş karbonhidratı en çok sever.
Alkol: bağırsak ve karaciğer düşmanı, parazit ve kandida dostu
Tip 2 diyabet: kandida ile kol kola ilerler
Otoimmün hastalıklar: kandida mı yoksa otoimmün hastalık mı önce başlıyor tartışılır, bence kişiye göre değişir. Bilin ki KRONİK HASTALIKLAR STRES İLE YAKINDAN ALAKALIDIR VE KANDİDA STRESTE DE ÇOĞALIR, gelin kandidaya bu iyiliği, kendimize bu kötülüğü yapmayalım.
HIV: bağışıklık sistemi zayıflarsa (diğer hastalıklarda da öyle) kandida çoğalır.
Antibiyotikler: yararlı bakterileri de öldürürsen ortam kandidaya kalır.
Kanser: bence önce kandida oluyor, sonra kanser gelişiyor. Her kandida kanser demek değildir, benim fikrim her kanser kandida ilişkilidir.
Doğum kontrol hapları: mikrobiyota disbiyoza sebep oluyor.
Anti asitler: 1 numaradaki gibi, mide asidi azalırsa mutlaka bağırsakta disbiyoz olacak, mutlaka inflamasyon olacak, mutlaka kandida bundan faydalanacak.
Bağırsak tepkisi veren kişiler: Yani bir şey yediğinde veya üzüldüğünde vs bağırsaklarında şişme, sindirim gaz sorunu vb yaşayanlar. Bu disbiyozdur. Disbiyozda kandida sınıf başkanı gibidir.
Biliyorum bazen gittiğiniz sağlık uzmanı bundan habersiz oluyor veya önemli bir konu olarak görmüyor. Hala ekmek ye diyebiliyor. Ne alakası var vb diyebiliyor. Sizlerin hikayesi bir dönüşüm başlatacak, kimse bu dönüşümün dışında kalmak istemeyecek. Onlar da bilseler bu detayları tabi ki de daha fazlasını öğrenmek ve hastalarına daha fazla fayda vermek isterler.
Adım adım büyüyor fonksiyonel/holistik/bütüncül tıp 😊
Sağlıklı günler dilerim,
İlker Pazarbaşı